Bu ülkenin Kanal İstanbul gibi rant projelerine değil, gerçek sorunlara çözüm üretecek bir yönetime ihtiyacı var!" diyerek iktidarı ağır şekilde eleştirdi.

İstanbul’da çok değil bir kaç gün önce meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremi değerlendiren Meriç, "İstanbul çökerse, Türkiye çöker. Deprem değil; yıllardır süren ihmal, vurdumduymazlık ve rant sevdası öldürür!" ifadelerini kullandı.

Deprem sırasında iletişim hatlarının yine çöktüğünü hatırlatan Meriç, "İstanbul'un göbeğinde bir deprem oluyor, insanlar sevdiklerine ulaşamıyor. Hatlar kitleniyor, telefonlar çekmiyor. Bu mu kriz yönetimi? Bu mu afet hazırlığı?" diyerek altyapı yetersizliklerini sert bir dille eleştirdi.

"Deprem Gerçeğini Görmek İçin Kahin Olmaya Gerek Yok!"

Meriç açıklamasında, "1999 Marmara Depremi'nin üzerinden çeyrek asır geçti. Sayın Ekrem İmamoğlu göreve gelene kadar İstanbul’da depreme karşı tek bir çivi dahi çakılmadı. Deprem gerçeğini görmek için ne inşaat mühendisi ne de kahin olmaya gerek var!" diyerek geçmiş iktidar döneminin ihmallerini de gözler önüne serdi.

6 Şubat 2023'te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremleri hatırlatan Meriç, "Binlerce insan hayatını kaybetti, şehirler haritadan silindi. Aradan iki yıl geçti, ama maalesef hiçbir şeyden ders alınmadı." diyerek iktidarın sorumsuzluğunu vurguladı. "İstanbul gibi bir metropolde bile, şu an yaşanan bir sarsıntı tüm iletişim altyapısını çökertiyorsa, büyük bir felakette neler yaşanacağını düşünmek bile ürkütücü." diyen Meriç, depreme hazırlıkta sınıfta kalındığını belirtti.

"Milletin Önceliği Belli: Deprem, Geçim ve Güvenlik!"

Meriç, iktidarın halkın gerçek sorunlarından uzaklaştığını belirterek şöyle konuştu: "Sayın iktidar yetkilileri; milletin önceliği belli: Deprem, geçim, güvenlik ve yaşam hakkı! Kanal İstanbul, bu ülkenin en son konuşulacak meselesidir. Halkı değil, rantı önceleyen bir anlayışla bu ülkeye ancak felaket yaşatırsınız."

Deprem riskinin yalnızca İstanbul’u değil, tüm Türkiye’yi tehdit ettiğini vurgulayan Melih Meriç, "Bu ülkede 20 milyon insan aktif fay hatlarının üzerinde yaşıyor. İstanbul’da yaşanacak bir felaket, lojistikten sağlığa, sanayiden eğitime kadar her alanı felç eder. O yüzden bu mesele sadece İstanbul’un değil, Türkiye’nin beka meselesidir." dedi.

Meriç ayrıca, deprem hazırlıkları konusunda atılması gereken adımları da şöyle sıraladı:

Riskli yapı stoğunun hızla tespit edilmesi ve güçlendirilmesi,

İmar affı gibi uygulamalara kesin son verilmesi,

Şeffaf ve etkin bir afet yönetim sisteminin kurulması,

İletişim ve ulaşım altyapısının güçlendirilmesi,

Kamu kaynaklarının "mega proje" adı altında israf edilmemesi.

"Yıkılan Binalar Değil Sadece: Adalet, Vicdan ve Gelecek de Çöküyor!"

Meriç açıklamasını şöyle sürdürdü: "Deprem, bu ülkenin birinci önceliği olması gerekirken, iki gün önce 53 arkadaşımız daha tutuklandı. Bu ülkede sadece binalar değil; adalet, vicdan ve gelecek de yıkılıyor. Birileri enkaz altında can ararken, onlar koltuk derdine düştü. Ne zaman biri ‘yapalım’ dedi, ‘yapmayın’ diye demir parmaklık gösterdiler.

Çünkü bu ülkede enkaz altında bırakmak değil, ses yükseltmek suç sayıldı!"

Son olarak Meriç, "Rantı değil, halkı önceleyin! İstanbul’a bakarken sadece harita çizen değil, insan hayatını düşünen bir yönetim anlayışı şart! Bizler susmayacağız; bilimin, aklın ve vicdanın sesini yükseltmeye devam edeceğiz." diyerek çağrısını yineledi.